Aslında yalnız değilsiniz.
Telefonlardan arabalara, ayakkabılardan kıyafetlere, bugünlerde satın alıp kullandığımız herşey eskiden sanki daha kaliteli ve dayanıklı yapılıyordu. Çünkü uzun süre kullanılmaları için üretiliyorlardı. Ürün bolluğu ve tüketimdeki artış, ekonomilerin güçlenmesine ve daha fazla tüketici tatminine imkan verse de, bazı zorlukları da beraberinde getiriyor.
Tüketici talebinin kaynak üretiminden hızlı ilerlediği bir dünyada, baş döndürücü bir hızla büyüyen işler ve onları yöneten devasa organizasyonlar, durumu sorunsuz tedarik ve üretim süreçleri yönetmek konusunda daha da zorlaştırıyor. Bunun üzerine bu büyük şirketlerin genellikle sürekli bir karlılık baskısı altında olması ve bu durumun da da üretebilecekleri en iyi ürünü üretmeye çalışırken üretim maliyetlerini de dikkate almaları gerekliliği durumunu doğuruyor. Ayrıca ürün teknolojilerinin ve/veya trendlerinin hızla değiştiği günümüz dünyasında, tüketicilerin önemli bir bölümü de paralarını her zaman en iyi olan ürüne harcamak yerine, harcayabildikleri/harcamak istedikleri kadar harcama yapmak istiyor. Bunun da büyük şirketlerin hangi üründen ne kadar üretecekleri konusundaki karar mekanizmalarını doğrudan etkilediği bir gerçek.
Bu belki de “İyi Ürün” kelimesinin anlamının 80-90’lı yıllarda “rekabette öne geçmenin tek yolu” iken günümüzdeki yeni anlamı olan “Maliyet Artışı” zaman içerisinde evrilmesinin olmasının sebebidir. Ek olarak, ürünlerinizi sadece bir ya da en fazla iki yıl dayanacak şekilde üretirseniz, yakın zamanda aynı müşterilere eskiyen ve artık kullanılmaz hale gelmiş olan ürünleri yerine yeni ürünler satabilirsiniz. Bu bugün her sektörde ve bölgede, global ölçeklerde kaynak ve enerjinin verimsiz olarak kullanılmasına, karbon ayak izinin ve atık yığınlarının çoğalmasına ragmen yaygın bir şekilde ticaretin standard yöntemi haline gelmiş durumda. Bu “sürdürülebilirliğin” gerçek anlamına olabilecek en zıt ve uzak bir modeldir.
Bu yüzden biz “gerçek” sürdürülebilirliğin son derece önemli bir konu olduğunu düşünüyoruz ve öncelikle ürünlerin uzun süreli kullanımını sağlayacak ve teşvik edecek bir ticaret modeli üzerine kurulması gerektiğine inanıyoruz. Biz sektörde gerçek anlamda yüksek kaliteli ve uzun yıllar kullanılabilecek giyim ürünlerinin eksik olduğunu düşünüyoruz, ve bunun bizim için ve bu ürünleri arayan tüketiciler için büyük bir fırsat olduğunu görüyoruz.
Peki ama, Between Sides neden İstanbul’da dizayn edilip üretiliyor? En yalın haliyle; sözünü verdiğimiz yüksek ürün kalitesini sağlamak için üretim süreçlerine yakın olmak istiyoruz. Ama buna ek olarak Türkiye’nin giyim için gerçek bir üretim cenneti olması da var. İstanbul’un daha iyi bir yer ve daha değerli bir marka olması için, üretim ve perakende konusunda sadece en iyi yerel şirketlerle ortaklık yapıyoruz. İstanbul’u seviyoruz ve onun küresel sokak giyim kültüründe önemli bir şehir olma potansiyeline inanıyoruz.
Eskiden hayal ediyorduk, ama artık biliyoruz ki gerçekten “iyi” sokak giyim ürünleri üretebiliyoruz.
Zamanın etkilerine dayanacak “iyi” ürünler